Kamu Denetçiliği Kime Bağlıdır? – Devletin Gülümseyen Hakemleri Sahada!
Bir vatandaş olarak “ya bu işler niye böyle oluyor?” diye iç geçirip sonra da “bunu kime şikâyet edeceğiz?” diye sorduğunuz oldu mu? İşte o sorunun cevabı tam karşınızda: Kamu Denetçiliği Kurumu! Halk arasında bilinen adıyla “Ombudsmanlık.” Bugün bu konuyu biraz ciddiyetsiz ama fazlasıyla içten bir biçimde ele alacağız. Çünkü biraz mizah, en sert mevzuatı bile yumuşatır, değil mi?
Devletin Vicdanı: Kamu Denetçiliği Ne Yapar?
Kamu Denetçiliği Kurumu, adeta devletin iç sesidir. Devlet bir “organizma”ysa, kamu denetçileri onun vicdanıdır. Vatandaş “bu haksızlık olmadı mı?” diye dert yanınca, onlar devreye girer:
— Tamam, sakin olun. Biz bir bakalım.
Bu kurumun işi; idarenin eylem, işlem veya ihmallerini objektif biçimde incelemek, adalet terazisini bir nebze düzeltmektir. Yani ne polis, ne mahkeme, ne belediye… Bambaşka bir yol: “devleti devlete şikâyet etme sanatı.”
Peki Kamu Denetçiliği Kime Bağlı?
En merak edilen soruya gelelim. Cevap basit ama biraz da zarif: Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlıdır.
Yani yürütmeden değil, yasamadan güç alır. Cumhurbaşkanlığına değil, TBMM’ye rapor sunar. Bu sayede “bağımsızlık” ilkesini korur. Çünkü devletin içindeki bir mekanizmayı denetlerken, ona emir veren makamın dışında kalmak gerekir.
Kısacası, “biz kimsenin tarafı değiliz, vatandaşın yanındayız” diyebilen bir yapıdır. Bürokrasi sahnesinin hakemi gibi düşünün: düdüğü çalar ama kimseye faulü torpilli göstermez.
Erkek Denetçiler: Stratejiyle Adalet Peşinde
Erkek kamu denetçileri genelde olaya stratejik yaklaşır. Ellerinde dosya, yüzlerinde ciddi bir ifade…
— Öncelikle mevzuata bakalım, hangi madde devreye giriyor…
Bir anda mevzuat orkestrası çalmaya başlar. Madde 17, fıkra 2, bent b derken konu analizden analize geçer. Onlar için kamu denetimi bir satranç maçı gibidir: her hamle planlı, her adım hesaplı.
Ama işin güzel tarafı şu: Bu stratejik yaklaşımın sonunda bir düzen, bir çözüm doğar. Vatandaş da “vay be, helal olsun” der. Hatta bazen kahvedeki arkadaşına anlatır:
— Kanka ben devleti şikâyet ettim, adamlar gerçekten baktı!
Kadın Denetçiler: Empatiyle Bürokrasiye Renk Katanlar
Kadın kamu denetçileri ise işin kalp tarafındadır. Onlar sadece dilekçeyi değil, duyguyu da okur.
Bir vatandaş “haksızlığa uğradım” dediğinde önce dinlerler, sonra şöyle derler:
— Haklısınız, kim olsa üzülürdü. Bakalım ne yapabiliriz?
İşte o anda sistemin dili değişir. Resmî yazışmalar bir anda insancıl bir tona bürünür. Cümlelerin sonuna “iyi günler dileriz” eklenir. Evraklar bile nefes alır.
Empati, hukukla buluştuğunda mucizevi bir şey olur: hem çözüm hem huzur gelir. Bürokrasiye pastel tonlar kazandırmak kolay iş değildir ama kadın denetçiler bunu ustalıkla başarır.
Kamu Denetçiliği: Devletin Gülümseyen Ofisi
Kamu Denetçiliği Kurumu’nu bir “şikâyet merkezi” gibi düşünmeyin. Orası aynı zamanda bir iletişim köprüsüdür. Devlet ile vatandaş arasında, “hadi gel, konuşalım” diyen samimi bir masadır.
Bir taraf “beni duymuyorlar” derken, diğer taraf “biz elimizden geleni yapıyoruz” diye savunur. Ve kamu denetçiliği araya girip diplomatik bir şekilde söyler:
— Tamam, biraz siz haklısınız, biraz da onlar. Hadi orta yolu bulalım.
Sonuç: bir nebze rahatlayan vatandaş, biraz daha farkına varan kurum.
Yurttaşın Süper Gücü: Dilekçe!
Unutmayın, kamu denetçiliğine başvurmak için ne tanıdık gerekir ne torpil. Sadece bir dilekçe yeter. Elektronik ortamdan, hatta e-Devlet üzerinden bile başvuru yapılabilir.
Üstelik ücretsiz! Evet, yanlış duymadınız. Devleti şikâyet etmek bedava! Bu bile başlı başına demokratik bir zaferdir.
Kısacası, “sesimi kim duyacak?” diyen her vatandaş için orada bir kapı açık. Ve o kapının üzerinde kocaman bir yazı: “Kamu Denetçiliği Kurumu – Şikâyetlerinizi Güleryüzle Dinleriz.”
Devletin Mizahı: Bürokrasi de Gülümseyebilir
Kamu denetçiliği, devletin mizah anlayışını temsil ediyor desek abartmış olmayız. Çünkü “kural” ile “insan” arasındaki ince çizgiyi mizahla yumuşatabiliyor.
Bir yandan ciddiyetini koruyor, diğer yandan “insanlık hâli bu” diyebiliyor. İşte bu yüzden kamu denetçiliği, devleti insanlaştıran en güzel mekanizmalardan biri.